8 yıllık şampuansız hayat, oh ne güzel! No Poo

 

Şampuansız hayat mümkün mü?

Soru bile yanlış aslında. Neden mümkün olmasın ki? Kim demiş şampuanla saçlar ipek gibi, ahenkle dans edecek diye. Hee evet, reklamlar değil mi? Ne kadar da etkiliyorlar. E onların görevi o. Peki benim görevim ne?

Benim görevim her söylenilene inanmamak, araştırmak. Gerçekten bu bana gerekli mi, diye sorgulamak. Özellikle de yeni doğmuş tazecik bebeklere bir ürün kullanırken gerekli mi değil mi diye sorgulamak.

Bebek alışverişi listeniz hazır mı? Almanız gerekenler: ıslak mendil, şampuan bla bla…… diye ürünleri sıralıyorlar. Biz taze annelerde o heyecanla o tarafa doğru yöneliyoruz. Niye? Çünkü gerekli olduğunu sanıyoruz. Onu kullanınca bakımlı, iyi anne kategorisinde olacağımızı düşündüğümüz/etkilendiğimiz için. Ama aslında öyle bir şey yok!

Şimdi efendim mesele şu; ne sizin ne de bebeğinizin o kozmetiklere ihtiyacı yok! Hele bebeğinizin hiç yok.

Yaklaşık 8 yıl önce, ilk hamileliğimde şampuan kokusundan ve duş jeli kokusundan ve hatta çamaşır, bulaşık deterjanı kokusuna dayanamaz olmuştum. Ve şampuan, duş jeli bırakmam böyle başladı. Hiç de zor olmadı. 8 yıl olacak, bu anlamda plastik çöp çıkartmıyorum. Yoksa düşünsenize; atıyorum bir insan ayda iki kutu duş jeli, bir kutu da şampuan kutusu plastik çöp çıkartsa, toplamda 36 kutu plastik. Bir de çocuğunuz, eşiniz için olanları düşünün. Ohoo rakam yükseliyor, çöpler artıyor.

Bildergebnis für no plastic

Şimdi işin hem plastik tarafı var hem de sağlık kısmı var. Hem de gereksizliği, onsuz da yaşanılabildiği, ipek gibi saçlara sahip olunabileceği kısmı var.

İlk bıraktığınız haftalarda biraz saçınızda sertlik olabilir, alışma süresi gerek. Ama bunu dert etmediğiniz sürece ve sabuna doğal sabuna, sade suya devam ettiğiniz müddetçe saçlarınız doğal haline kavuşacak ve kendi nemini kendisi oluşturacaktır.

Evet 7 yıldır sadece sabun kullanıyorum, ve bunun için de plastik çöp çıkartmıyorum. Çünkü Türkiye’den küçük hasır torbaların içinde satılan o doğal sabunlar var ya, onlardan alıyorum. Hem kokusu, hem doğallığını seviyorum. Bitince de bazen mecburen türk marketlerinden hazır paket zeytinyağlı sabun alıyorum. Öncelerde sıkça gittiğim Biolino diye bir bebek buluşma/kafesinin sahibi, bir sabun hediye etmişti, buranın doğal sabunuymuş. Türkiye’den getirdiğim biterse ondan alırım diye düşünmüştüm, ama markasını vs unuttum. İhtiyacım olursa araştırırım diye üzerine hiç düşmedim. Burada da muhakkak doğal sabunlar vardır.

Şampuansız olunca saçınız kendi doğal halini yakalıyor. Kendi doğallığına bıraktıkça o kendini buluyor aslında. Ben yağlı bir saç tipine sahibim, şampuan kullanırken daha sık yağlandığını fark ettim. Karbonatlı su tavsiye ediliyordu, evet o kurutuyor saçı. Saçınızın yağ durumuna göre miktarı ayarlayın. Nem dengesi için de sirke iyi geliyor, arada bir sirkeyle yıkamak veya bazı bitki sularıyla mesela papatya, lavanta ile yıkamak da hoşuma gidiyor. Kremli hazır sabunlar da şampuanla aynı etkiyi yapıyor, daha kısa sürede yağlandırıyorlar. Ve bu bir kısır döngü oluyor, daha sık yıkaman gerekiyor. Arada sadece suyla yıkamak da iyi.Bildergebnis für sirke karbonat

 

Ayrıca dökülme de azalıyor. Bunun için Bıttım sabunu tavsiye ediliyor. Bir kaç kez kullandım. Ama ondan mı bilemiyorum.

Ayrıca burada çavdar ununun yağlı saçlara iyi geldiğini yazanlar da var, hiç denemedim. Çavdar unu glutensiz olduğu için yapışma olmuyormuş.

Bir sonraki yazımda şampuansız ve hatta sabunsuz bebek yıkamayı anlatacağım;)

 

1 Comment

Add Yours →

İyi yapmışsınız.. bende uzun süredir düşünüyorum. Son yıllarda minimalizme geçiş yapmaya başladım. Hem az çöp çıksın hemde doğallığımıza geri dönelim.

Bir cevap yazın