Çocuklarda ateşi düşürmüyorum!

İki hafta önce Akif’in hasta olduğunu yazmıştım, gün içerisinde ateşlendi. Ateşini hiç ölçmedim. Ateşi düşürmek için ilaç zaten vermiyorum aynı zamanda herhangi bir başka yönteme de başvurmadım.

Ateşi neden ölçmeyip düşürmeye çalışmadığımı yazacağım ama önce hastalık durumunda neler yapıyoruz.

  • Ne kadar hasta olduklarını anlamak için genel çocukların durumuna bakarak karar veriyorum. Bu da zamanla, tecrübeyle öğreniliyor.

“Çocuğun ne kadar hasta olduğunu ateşinden değil, genel durumundan, halsizliğinden, ağrı sızısından anlarsınız. Nefes alıp verişinden, betinden benzinden, cildinden, gözünün ferinden anlarsınız. Halinden halsizliğinden, kucak istemesinden, kucağınızdayken vücudunu kollarınıza bırakmasından anlarsınız. Etrafa ilgisinden, ilgisizliğinden anlarsınız. Bunu somut olarak anlatmak zor, ama çocuğun ne kadar hasta olduğu, doktora gidip gitmemek gerektiği, ateşi düşürüp düşürmemek gerektiği, ilaçlık olup olmadığı konusunda annelik içgüdülerinizi tecrübeyle eğitmeniz gerekiyor. Termometreye baktıkça bu içgüdüler gelişmiyor. O yüzden termometreye değil, çocuğa bakın.” Dr.Tomris Cesuroğlu

  • Evet burada yazılanlar yıllar içerisinde kazandığım tecrübeyle, okuduğum doğru kaynaklarla ve çocuk doktorumuzun anlattıkları doğrultusunda kazandığım tecrübeler. Doktora gitmeye gerek var mı yok mu duruma göre karar veriyorum.
  • Eğer doktorluk bir durum değilse: Bol bol dinlenmesine, uyumasına yardımcı oluyorum.
  • Hastalığın durumuna göre ılık ballı bitki çayları, bazen ıhlamur, bazen zencefilli limonlu çay, arada adaçayı, nane çayı hazırlıyorum.
  • Yemek yemesi için asla zorlamıyorum, yeterli sıvıyı aldıktan sonra katı gıdayı çocuk istemediği sürece zorlamıyorum. Hatta bazen bir şey yememek hastalıkta daha iyi oluyor.
  • Meyve isterse veriyorum. Akif genelde nar yiyor, Hanne elma.
  • Bol bol severek, kucaklaşarak ruhen rahatlamalarını sağlıyorum. İlaçtan daha etkili bir yöntem.
  • Yanlarından ayrılmayarak destek oluyorum, hiç bırakmıyorum. Genelde masal, hikaye okuyorum, o arada uyuyorlar zaten.
  • Tavuk suyuna çorba yapıp, isterlerse ondan içiriyorum.
  • Hanne genelde ballı toz zencefil yutmayı ve ardından su içmeyi tercih eder, Akif daha çok bitki çayları. Meryem her ikisini de kabul ediyor.

Gelelim ateşli durumda neler yaptığıma:

Ateşi ölçmüyorum, elimle kontrol edip genel durumuna bakıyorum;

  • Halsiz mi, nefes alış-verişi nasıl?
  • Uyurken sayıklıyor mu, titreme vs. var mı?
  • Ağrısı, sızısı var mı? Kulağı, boğazı ağrıyor mu? Kusuyor mu?
  • Ateşli ama oyun oynuyorsa, ateşli ama biraz uyuyup tekrar kalkıyorsa sorun yok.
  • Ateşli durumda bol sıvı almalarına yardımcı oluyorum.
  • Genel olarak durumunda sıkıntı yoksa bu durumlarda doktora götürmüyorum, zaten hasta halsiz, ateşli olan çocuk bir de oralarda beklerken dinlenememekten daha kötü olabilir.
  • Doktorluk durumunun olup olmadığına karar verdikten sonra duruma göre doktora başvuruyorum.
  • Genelde bu şekilde seyreden ateşli durumlarda bir geceden sonra ertesi gün iyileşme görülüyor.

“Çocuk hastayken ateşi düşürdüğünüzde hastalık süresini kısaltmıyor, çocuğu iyileştirmiyorsunuz. Aksine, ateşi düşürmenin hastalık süresini uzatabileceğine dair çalışmalar var. Yani ateşi düşürünce anı kurtarıyorsunuz, çocuğu tedavi etmiyorsunuz. Ben de diyorum ki: Bu gerçekten gerekiyor mu, düşürmeye değer mi? Önce bir düşünün, sonra harekete geçin diyorum.” Dr.Tomris Cesuroğlu

Hanne Vera 6 aylıkken ateşlendiğinde çocuk doktorumuz her 4 saate iki farklı ateş düşürücü yazmıştı, ateşi sürekli düştü ve çıktı epey korkmuştum. Daha sonra 1,5 yaş civarlarında tekrar ateşlendiğinde ateşinin 37-38 derece civarlarında seyrediyor ve arada uyuyup arada oyun oynuyordu. Ilık duş, başına ıslak bezle yine müdahale ederek bir iki günde düşmüştü. Zamanla fark ettim ki ateşe ne kadar az müdahale o kadar çabuk iyileşme süresi ve çok sık ateşlenmeme durumu gördüm çocuklarımda.

Hasta olmamaları için genel tedbirlerim neler:

  • Her türlü havada muhakkak dışarı çıkıyoruz
  • Soğuğun hasta edeceğine inanmıyorum, kıyafetlerinin hava şartlarına uygun olması şartıyla. “Kötü hava yoktur, kötü kıyafet vardır” diye buralarda meşhur bir söz var.
  • Soğuk havada aç ve yorgun gezdirmiyorum asıl bu durum direk hastalığa davetiye çıkarır.
  • Metro, otobüs, okul kısaca dışarıdan eve her gelişte muhakkak ellerini yıkatıyorum.( bizim evin kavga nedenlerinden bir bu, bazen istemiyorlar ama zamanla alışkanlık haline geldi)
  • Uykularını tam almış olarak okula gitmeleri için erken yatırıyorum ki bu da alışkanlık oldu zaten.
  • Evde kışın sürekli bitki çayları içiyorlar
  • Kış meyveleri bu konuda harika; nar, ayva, elma sıkça yiyorlar.
  • Öksürük için de aynı şekilde, müdahale etmiyorum çünkü içindeki mikrobu atmak için belirli bir zaman öksürmesi gerek. Ama öksürüğün durumundan, çocuğun öksürürkenki halinden duruma göre karar veriyorum.

Bu konularda tecrübe kazanmama sağlam kaynaklardan okuduğum yazılar vesile oldu.  Ateş konusuyla ilgili tecrübeli bir Doktor olan Tomris Cesuroğlu’nun şu http://beseryapimbakimonarim.com/2018/01/24/atesi-dusurmek-zorunda-misiniz/  yazısını da okumanızı tavsiye ederim.

Bol şifalı günleriniz olsun.

Bir cevap yazın