Attachment Parenting’in bana düşündürdükleri. Yine kaybettiğimiz yitiğimizi arama çabaları.

Attachment Parenting = Şefkatli ebeveynlik, doğal ebeveynlik olarak Türkçe kaynaklarda yerini aldı. Güvenli bağlanma ve şiddetsizlik temeline dayalı bir ebeveynlik.

“Amacı ise şefkatli, özgüvenli, bağlı ve bağımsız nesiller yetiştirebilmek, bu sayede şefkatli, şiddetsiz bir toplum oluşumuna katkı olmaktır.” http://www.attachmentparentingturkiye.com/attachment-parenting-nedir/

Bu arayışın Amerika ve Avrupa’da her yeni oluşum gibi bir ihtiyaçtan doğduğunu düşünüyorum. 1970’li yıllarda Amerikalı bir doktor tarafından böyle bir ebeveynlik tarzı geliştiriliyor. 7 yıl boyunca çocuklar ve ailelerle çalıştıktan sonra şefkatli ebeveynlik, dengeli ebeveynlik metodunu geliştiriyor. Temelde 8 önemli prensiple çocuğun hem bedenen hem de ruhen en iyi gelişebileceği, iyi hissedebileceği durumlar öne çıkarılıyor.

  1. Ten tene temas dediğimiz, doğumdan sonra hemen bebekle bağ kurmak.
  2. Çocuğun ihtiyaçlarına ve işaretlerine dikkat etmek
  3. Emzirmek
  4. Bedensel bağ (Kanguruda taşımak)
  5. Gecede bedensel bağ (aile yatağında bebekle yatmak)
  6. Pozitif ilişki (ceza ile veya, öfkeli bir şekilde davranmamak)
  7. Çocuktan ayrılmaktan kaçınmak
  8. Her zaman dengeli olmak

William Sears “Attachement Parenting” adlı kitabında, bu ebeveynliği; garantili ve uyumlu bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin reçetesi olan bir ebeveynlik tarzı olarak tanımlamıyor. AP’i bir metod olarak değil de, kendi ailenizin ihtiyacına göre hizmet edecek, size iyi gelecek ihtiyaç duyduğunuzda kullanacağınız bir malzeme kutusu olarak tanımlıyor. Kendi yaşam tarzınıza uygun olanı ve kendi aileniz için yararlı ve iyi olanı kendiniz deneyip bulacağınız bir ebeveynlik tarzı.

annaspeshilova

Şimdi buraya kadar sıkıntı yok, AP’nin ne olduğunu doğuş yerini anlatmaya çalıştım. 7 yıl önce ilk anne olduğumda ebeveynlikle ilgili kitaplara bakmış, araştırmıştım. Buralarda çok yaygın olan bebeği ayrı odada yatırma, uyku eğitimi vs bana çokta mantıklı gelmiyordu, hele bir bebek doğsun bakalım yöntemiyle yolumuza devam ettik.

Bebek doğdu, hemşire açıklamaları yaptı: iki saatte emzirilecek vs vs. Muhakkak bunu yapacaksın demiyor sadece bilgilendirme yapıyor. Anne olarak içgüdüsel düşünüyorsun “iki saatte mi, yani makina mı bu ki saatle çalışsın”. Annen ordan yılların tecrübesiyle diyor ki “bebekler gak dese emzirilir guk dese emzirilir”. E bu bana daha mantıklı geliyor, devam ediyoruz burdan.

Attachment Parenting kurucuları o yıllarda, Afrikalı anneleri ve kucaklarında taşıdıkları bebeklerini gözlemliyorlar ve daha az ağlayan, az gaz sancılı ve daha mutlu bebekler olduklarını görüp, bugünki Kanguruyu kendileri de üretip, kullanımını yaygınlaştırmak için ebeveynleri teşvik ediyorlar.

Şimdi buraya kadarda sıkıntı yok. Bunların birçoğunu ben ananemden, babaannemden, annemlerden duymuş biliyordum. Yani bebeğini hemen kucağına alma, yanına yatırıp emzirme, tarlaya giderken sırtına takma, her ne iş yaparsan yap bebeğinle yapma bizim anadolu kültürünün bildiği tecrübeler zaten. Bebeğin ihtiyaçlarına göre annelik benim tanıdığım bir durumdu ve o nedenle de bebeklerimi büyütürken sıkıntı yaşamadım.

Şimdi ne zaman ki batı kaynaklı eserlerde ayrı yatırma, odasını doğar doğmaz ayırma, emzirmenin ya hiç ya kısa süreli olması, ve uyku eğitimi konuları bizim nesil tarafından okunmaya başlandı, işte sıkıntı burada başladı. Bütün annelerde bir telaş başladı bebeğe uyku eğitimi verme. He bu arada bizimkiler giderken batı ordan çoktan dönmüştü. Yine bir yitiğimizi kaybetmenin bahtsız ruh haliyle ne yapacağını bilmeyen, bildiği tek şeyin kitabına göre çocuk yetiştirmek olan nur topu gibi !okuyan anneler çıktı.

Bakın her anlatılan, her yazılan size uymayabilir. Okuyun bilgi sahibi kesinlikle olun ama önce bir insanı, bebeğinizi tanıyın. Size en iyi gelecek olanı bilen yine sizsiniz. Şefkati, çocukların ihtiyaçlarını temel alması hasebiyle Attachment Parenting’i seviyorum, okuyorum. Tavsiye ediyorum ama kendi süzgecinizden geçirmeyi unutmayın.

Bir cevap yazın